Üzerinize Düşen Üzerine Düşmek

Camınız Buğulu Olabilir

Bahadır ÖREN
3 min readOct 8, 2022

Farkında mıyız acaba yaşadığımız ya da yaşamaya çalıştığımız hayatın bize sunduklarından, kendi potansiyelimizden ve ortaya koyabileceğimiz değerlerin değerinden?

Hiç düşündünüz mü düşündüğünüzü? Herhangi bir şeyin üstüne düştüğünüzü… İnsan düşünmeden durabilir mi sizce? Okumadan, yazmadan, konuşmadan… Bu soruları sesli olarak cevaplamasanız bile düşündünüz farkında olmadan. Peki, gerçekten bu mudur düşünmek? Yoksa sözde düşünmek midir bu?

<a href=”https://www.freepik.com/vectors/uncertainty">Uncertainty vector created by pch.vector — www.freepik.com</a>

Çoğumuz öyle bir yaşam sürüyoruz ki çevredeki isimsiz kahramanlar ne yaparsa onu yapıyor ne yapmazsa onu yapmıyoruz. Zamanında ortaya atılmış belirli şeyleri “Neden?” diye sormadan kabulleniyoruz. Daha doğruluğunu bile bilmeden herhangi bir ideolojinin peşine düşmüş sürükleniyoruz. İşin kötü tarafı benimsediğimiz ideolojinin nedeni sorulduğunda, ideolojinin hakkında tam anlamıyla açıklayacak bilgiye bile sahip değiliz. Oysa hepimizin bir beyni ve her şeyi süzüp sonuç çıkarmak için bir aklı var ama biz gözlerimizi kapatıp sonunu değil, bir sonraki adımı dahi bilmediğimiz yolda bilinçsizce yürümeyi tercih ediyoruz. Sanmayın ki böyle bir tercih, bir düşünme sistematiğinden sonra oluyor. Çünkü düşünmek öyle ezbere bir sistemle kendini tekrar eden ve sadece soru işaretlerinin sonucunda hafif bir reaksiyon verebileceğimiz bir eylem değildir. Olayın veya konunun üzerine düşmek, düşünmek ağırımıza gittiği için, tabiri caizse üşendiğimiz ve araştırmak, fikir üretmek zorumuza gittiği için bu yolu tercih ediyoruz. Yolun sonunda istenilen gibi bir sonuç olmadığı ya da bir sonraki adımda her şey sarpa sardığında “Ben onu/bunu takip ediyordum!” gibi basit cümlelerle sorumluluktan sıyrılmak kolay olduğu için…

Belki bu okuduklarınız ağırınıza gidiyor şu an. “Sözüm meclisten dışarı!” diyerek rahatlatayım içinizi biraz ama bu meclisin içinde misiniz yoksa dışında mı, buna kendi hür vicdanınız ile dürüstçe karar verin. Eğer ki gerçekler meclisin dışında kaldığınızdan yanaysa böyle bir hayatın bırakın çevrenize yararını, sizce size bir yararı olur mu? Hani yolun sonunda “Ben onu/bunu takip ediyordum!” diyoruz ya, hayatımızın sonunda da “Ben onun/bunun hayatını yaşadım!” mı diyeceğiz? Sorumluluklardan kolay sıyrıldığımız gibi hayattan da hiç iz bırakamamış, hep başkalarının izini takip etmiş birisi olarak sıyrılmak kolay olabilecek mi?

Elimizi taşın altına koymadıkça, sorumlulukların farkına varıp onları sırtlamadıkça yaşamaya çalıştığımız bir hayatın hiçbir anlamı kalmıyor maalesef. Hayatımızı anlamlı kılabilmek içinse yol; en başında söylediğimiz farkındalıktan, üzerine düşmekten ve düşünmekten geçiyor. Dostlarım; düşünmemek, yağmurlu ve soğuk bir havada içerisi çok sıcakken camdan dışarıya bakmaya benzer. Camdaki buğu yüzünden gelmekte olan tehlikeleri göremezsiniz. Gelen tehlikenin ise camı kırıp içerinin sıcaklığını bozmasını istemiyorsanız rahatınızı bozup camın buğusunu silmeyi deneyin…

Blog-İZ | İz Bırakan Blog

Bahadır ÖREN

--

--